Grup Hepsi İle Röpörtaj
- Türkiye'nin ilk R&B gurubusunuz.İlk albümde R&B tarzıyla çıkmak biraz cesaret istiyor. Hiç şüpheleriniz oldu mu nasıl karşılanırız diye?
Gülçin: Aslında bir ilk yapma avantajı doğuyor bize R&B yaparak. Ama biz zaten R&B'nin yanında bir de pop ve Türk motifleri içeren müzik yapıyoruz. O yüzden yaptığımız işin de arkasındayız. Çok iyi bir şekilde yapmaya çalıştık. Dolayısıyla öyle bir kaygımız pek yoktu açıkcası.
Eren: R&B'nin dışında pop ve Türk motifleri var dedi Gülçin...Doğru çünkü insanların çok fazla yabancı olmadığı bir sound aslında. R&B tabii ki Türkiye'de çok az duyulan birşey ama yine de insanların kulaklarına çok yakın birşey yaptık.
- Yakın geldi ki zaten çok da başarılı oldunuz. Bir anda çok popüler bir yer edindiniz.Çok da sevilen bir grup oldunuz. Türkiye'nin acaba R&B'ye mi ihtiyacı varmış?
Eren:Şu anda dünyada da çok fazla R&B var, birçok insan R&B müzik yapıyor. Türkiye'de yapan yoktu aslında; hele ki bir grup olarak yapan hiç yoktu. Kenan Doğulu'nun albümlerinde yaptığı R&B versiyonlar vardı ya da R&B denemeleri olan birçok insan vardı ama kız grubu olarak biz bir ilk yaptık hem de dans ediyoruz aynı zamanda. Bu bir ilkti tabii ki.
- Albümdeki şarkılar da sizlerle çok özdeşleşti. Şarkıların çoğunda Mete Özgencil ve Süleyman Yüksel imzası var. Onlar sizi tanıdıktan sonra mı bu şarkıları oluşturdular yoksa şarkılar hazırdı da size uyduğu için mi verdiler?
Cemre: Çoğu parçayı Süleyman Yüksel bizi düşünerek yazdı. "Yalan" için mesela bu şarkı kızlarda nasıl olur diye düşündü ve öyle yazdı.
Yasemin: Bizim ağzımızdan çıkabilecek kelimelere dikkat edildi. Bize göre yazıldı genelde bütün şarkılarımız, yaşımıza göre... (Gülüşmeler).
- Albüm kapak tasarımından, web sayfanıza, kliplerdeki dans koreografilerinizden, kıyafetlerinize kadar her bir detay ince ince işlenmiş. Arkanızda güçlü bir ekip var. O ekip için neler söyleyeceksiniz?
Cemre: Ekip çok yeni ve taze bir ekip. Stardium'la çalışıyoruz. Şirketten içeri girdiğiniz zaman herkes genç. Dolayısıyla herkesin aklında yeni fikirler var ve herkes inanılmaz özveriyle çalışıyor. Bu çok önemli. Herkes kendi albümünü çıkartıyormuş gibi davranıyor içerde. Maddi açıdan değil de bu işe daha çok manevi açıdan bakmak gerekiyor ki o bakımdan da gerçekten biz çok şanslıyız. Çünkü yeni şirket, proje yeni. Gerçekten dediğim gibi herkes çok özverili çalışıyor.
- İleride yurtdışına açılma gibi bir fikriniz var mı?
Yasemin: "Olmaz Oğlan" ın İngilizce versiyonu şu anda yurtdışında çalıyor; "Bad Penny". Sadece onun İngilizcesini çevirdik ve klibini çekmiştik "Olmaz Oğlan"la aynı gün. Klip verildi ve sadece radyolara şarkı verildi, single çıkartmadık. Bunu özellikle belirtelim çünkü yanlış anlaşılıyor. "Bad Penny" Bulgaristan'da ve Kanada'da listelere girdi. Bulgaristan'da hatta 1 numara oldu.Şimdilik böyle birşey yaptık yani bu bizim Stardium'un bir araştırmasıydı hani "Nasıl gider, nasıl olur" diye. Bu şekilde yapıldı, bakalım ileride ne olur?
- Okul ne zaman bitiyor ve ileriye dönük neler düşünüyorsunuz?
Gülçin: Okul benim seneye bitiyor. Benim için zorlu bir sene, bütün bitirme projelerim olacak. İleriye dönük de bu işi daha çok ilerletmek ve kalıcı olmak istiyoruz tabii ki. Hepimizin kafasında büyük hayaller var. Dışarıya açılmayı da herkes ister tabii ki ama ne olacak bilemiyoruz.
Eren: Ben de üçüncü sınıfa geçiyorum önümüzdeki sene. Bitirmeme iki sene kaldı. İş tabii ki devam edecek ama okulda da bişeyleri boşlamamamız gerekiyor çünkü üçüncü ve dördüncü sınıflarda kendinizi daha çok kanıtlamanız gerekiyor bizim okuduğumuz bölümde.Mezun olacak insana hocalar çok daha farklı bir gözle bakıyor, yeterli mi değil mi diye. İleriye dönük de bizim bu projemiz daha çok yeni. Birçok albüm daha olsun istiyoruz. Bunlar devam eder. Ondan sonrasında da yine bir şekilde sanatla devam ederim.
Cemre: Benim okulumun bitmesine daha iki sene var yani üçüncü sınıfa geçtim. Şu anda bizim en büyük hedefimiz çok güzel konserler vermek ve bu işi iyi bir şekilde devam ettirmek. Onun dışında da okuldan mezun olmak istiyorum çünkü ikisi birarada zor gidiyor (Gülüşmeler..). İşe o kadar çok odaklandık ki başka bir hedef ya da hayal yok gözümüzde.
Yasemin: Benim okulumun bitmesine daha çok var çünkü ben bölüm değiştireceğim (Gülüşmeler...). Tekrar birinci sınıftan başlayacağım o yüzden. Ben şuan klasik baledeyim inşallah modern dansa geçeceğim. Geçersem şöyle bir üç dört sene daha var önümde. Okul bittikten sonra hepimizin de dediği gibi bu işi devam ettirmek isterim ben de. Ondan sonra ne olur bilmiyorum ama...
- "Hepsi" yi hep ortak olan özellikleriyle tanıdık. Her birinizi bir diğerinden ayıran, daha çok öne çıkan kişisel özellikleriniz neler?
Gülçin: O kadar çok var ki...Çok fazla detay düşünürüm, biraz obsesif bir yanım vardır. Birşeye taktığım zaman gece uyuyamam yani (Gülüşmeler...).
Eren: Bende mantık daha ön planda. Ama şunu söyleyeyim gruptaki herkesin kişiliği birbirinden çok farklı. Çok iyi anlaşıyoruz, çok uzun süredir beraberiz. Herkesin kişiliği çok farklı ve bu bizim için çok yapıcı birşey aslında. Öbür türlü bizi izleyenler için de çok sıkıcı olurduk, çok monoton olurdu aramızda geçen şey. Mantığım çok ön plandadır hayatımda. Onun dışında ben kızlara göre biraz daha hayatı oluruna bırakan, akışına bırakan bir insanım.
Gülçin: Şöyle de diyebiliriz;Eren rahatına o kadar düşkündür ki....Çok tembeldir bazı konularda. En az efort harcayarak herşeyi öyle yapmaya çalışır.
- Cemre sen neler söyleyeceksin?
Cemre: Çabuk sinirlenebiliyorum bazen.Hiç kaprisli değilimdir ama huysuzluklarım vardır.O da iş yaptığım insanlara karşı değildir, kızlara karşı daha çok şimarıklık yaparım (Gülüşmeler...).
Gülçin: Ben birşey demek istiyorum Cemre birşey anlatırken çok abartır bazı şeyleri ( Gülüşmeler)...
- Öyle mi ?
Cemre: Hadi öyle olsun, onları mı kıracağım (Gülüşmeler...).
- Yasemin'e geçelim.
Yasemin: Benim daha çok yatıştırıcı bir özelliğim var. Sakinleştiririm ben ortalığı. Gülçin'in bir lafı vardır; "çok anaç" der benim için (Gülüşmeler...). Bazen öyle oluyorum, kontrol altında tutmak istiyorum herşeyi ama bunun nedenini de bilmiyorum. İçimden öyle davranmak geliyor.
Eren: Çok yumuşak...Ortalığı yumuşatma gibi bir özelliği vardır.
Gülçin: Bir de ben çok oburumdur, o aklıma geldi. Çok yemek yemeyi severim (Gülüşmeler...).
- Çok klasik bir soru olacak ama Türkiye'de ne yazık ki grupların ömrü çok uzun olmuyor. İleride hep böyle birlikte olacak mısınız ya da mesela Gülçin gelip size dedi ki "Ben sizden ayrı solo bir albüm çıkartmak istiyorum".Sizin buna karşı tavrınız ne olacak?
Eren: Ben şöyle birşey söyleyeceğim.Dünyada Beatles olsun, Pink Floyd olsun bunların hepsi dağıldılar. Ama Pink Floyd geçen gün çok önemli bir organizasyon için yine biraradaydı. Tabii ki bir grubun ömrü vardır. Ama zorlandığı ve tıkandığı yerde zaten bir şekilde biter. Zaten biz ölene kadar, yüz yaşına geldik beraber olacağız diye birşey yok tabii ki. Biz de gidebildiğimiz yere kadar gideceğiz. Ayrılmak ya da solo bir albüm yapmak gibi hiç birimizin bir fikri yok. Ömrü devam ettiği sürece bu grup da devam edecek.
Cemre: Biz şu anda birlikte oluşumuzu sadece avantaj olarak görüyoruz, dezavantaj olarak hiç bir şekilde görmüyoruz ve biz beraber olmaktan keyif alıyoruz.Anlaşmama gibi bir durum da söz konusu değil.Beraberken eğleniyoruz. Bu tarzda sorular çok geliyor ama biz böyle sorulara cevap bile vermek istemiyoruz.
Eren: Beraberken yaptığımız işten de çok keyif alıyoruz. Sahneye beraber çıkarken, kuliste yaşadığımız o heyecanı da en iyi birbirimizle paylaşabiliriz. Başkasıyla bunu paylaşsak tadı bu kadar güzel çıkmaz.
- Son olarak sizleri sevenlere, dinleyicilerinize neler söylemek istiyorsunuz? Gülçin'den başlayalım.
Gülçin: Hiç bir zaman hayallerine inanmayı bırakmasınlar. Her zaman hayal kursunlar, her zaman pozitif düşünsünler ve akışına bıraksınlar.
Yasemin: Gülçin'in dediği gibi hayallerinin peşini hiç bırakmasınlar, yapacakları işe çok inansınlar ve kendileri olsunlar. Asla kimseye benzemeye çalışmasınlar.
Cemre: Sevdikleri insanın hep yanında olsunlar ve korusunlar onu. Hiç bir zaman sevdikleri insanı yalnız bırakmasınlar. Böylece hiç bir zaman kendileri de yalnız kalmazlar.
Eren: Hayatlarında strese yer vermesinler.